NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
21 - (1523) وحدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن يونس، عن
ابن سيرين، عن
أنس ابن مالك،
قال:
نهينا
أن يبيع حاضر
لباد. وإن كان
أخاه أو أباه.
{21}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Bize Hüşeym, Yûnus'dan, o da İbni Sîrîn'den, o da Enes
b. Mâlik'den naklen haber verdi. Enes şöyle demiş :
«Şehirlinin kardeşi veya
babası da olsa bedevî namına satış yapması bize yasak edildi.»
22 - (1523) حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
ابن عدي عن
ابن عون. عن
محمد، عن أنس،
ح وحدثنا ابن
المثنى. حدثنا
معاذ. حدثنا
ابن عون عن
محمد. قال: قال
أنس بن مالك:
نهينا
عن أن يبيع
حاضر لباد.
7
- باب حكم بيع
المصراة.
{22}
Bize Muhammed b. Müsennâ
rivayet etti. (Dediki): Bize îbni Ebî Adiy, İbni Avn'dan, o da Muhammed'den, o
da Enes'den naklen rivayet etti. H.
Bize İbni Müsennâ dahî
rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz rivayet îtti. (Dediki): Bize İbni Avn, Muhammed'den
rivayet etti. (Demişki): Enes b. Mâlik şunu söyledi:
«Şehirlinin bedevî
nâmına satış yapması bize yasak edildi.»
İzah:
Bu hadîsin İbni Abbâs
(Radiyallahu anh) rivayetini Buhârî «Buyu'» ve «İcâre» bahislerinde; Ebû Dâvûd
ile Nesâî Buyu'»da; İbni Mâce Ticâretde; Enes (Radiyallahu anh) rivayetini de
Buhârî, Ebû Dâvûd ve Nesâî «Buyu» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Şehirlinin bâdiyeli
nâmına satış yapması ücret mukabili sattığı zaman mekruhtur. Çünkü böyle bir
satış ona yardım için değil, para kazanmak maksadiyle yapılır. Ücretsiz satması
yardım kabîlindendir;. binâenaleyh caiz olması gerekir. İbni Abbâs (Radiyallahu
ânh)'ın : «Ona simsar olmasın!» sözü de mefhumu muhalifiyle buna delâlet eder;
yâni simsarlık değil de yardım için satarsa caiz olur.
Simsar: Aslında bir işe
bakan, muhafaza eden demektir; sonradan alış veriş işlerine bakan dellâl
mânâsında kullanılmıştır.
Şehirli bâdiyeli nâmına
ücret mukabili satış yapamadığı gibi, alış da yapamaz. Mâlikîler'den îbni
Habîb: «Bedevî nâmına satın almak dahî onun nâmına satış yapmak gibidir.»
demiştir, Maamâfih satın alma meselesi ulemâ arasında ihtilaflıdır. Bâzıları
bedevî nâmına yapılan satışı da alışı da kerîh görmüşlerdir. Bunların delili
(bey') kelimesinin lügatte hem satmak hem de satın almak mânâlarına gelmesidir.
Bu kavil Hz. Enes'den de rivayet olunmuştur.
Bir takımları bedevî
nâmına satın almayı caiz görmüşlerdir. Onlar hadîsin zahirine bakarak: «Nehî
ancak satış hakkında vârid olmuştur.» demişlerdir. Bu kavil Hasan-ı Basrî'den
rivayet olunmuştur. İmam Mâlik bir yerde satın almayı ister lehde ister aleyhde
olsun tecviz etmemiş; başka bir yerde lehde satın almaya cevaz vermiştir. Leys
ile îmam Şafiî'nin kavilleri de budur.
Kirmani: «Bir kimse bu
bâbdaki nehye muhalefet ederek bedevi nâmına satış yapsa, bu iş haram olmakla
beraber satış sahihtir.» diyor. Aynî, Şâfiîler'in bu hükmüne şaşmış; ve şunları
söylemiştir: «Şâfiîler'in bu hükmü acâibtir; zîra onlara göre nehî, hükmü
mutlak surette yok eder. Şu halde nasıl oluyor da haram olmakla beraber satış
sahihtir diye biliyorlar! Bu söz ancak Hanefiler'in kaidesine göre doğrudur.
Yine Kirmani: Ebû Hanife şehirlinin bedevi nâmına mutlak surette satış
yapabileceğine kaildir. Delili (Din nasihattir.) diyor. Ben derim ki: Ebû
Hanîfe'nin sözü mutlak değildir; satış ancak taraflardan birine zarar vermediği
zaman caizdir.»
Bazıları: «Şehirlinin
bâdiyeli nâmına satış yapması kerâhet-i tenzîhiyye ile mekruhtur.» demişlerse
de Nevevî bu sözün delilsiz bir dâvadan ibaret olduğunu söylemiştir.